ÇOCUK EĞİTİMİ – Sınav Kaygısı ve Çözüm Yolları
ÇOCUK EĞİTİMİ
Sınav Kaygısı ve Çözüm Yolları
Gülistan Araştırma
Kaygı, hemen herkesin hayatının belirli dönemlerinde yaşadığı bir duygudur. Kişinin gelecekte başına kötü bir hal gelecekmiş gibi hissettiği durumlar karşısında gösterdiği endişe ve korku duygularını ifade eder.
Sınav kaygısı, sınavlara hazırlanan öğrencilerin hissettikleri aşırı kaygı sebebiyle öğrendiği bilgiyi sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır.
bolsa de pierna decathlon
Adidas Stan Smith
sadarināšanās gredzeni
χρυσσες πλατφορμες
napihljivi fotelj merkur
nike air zoom pegasus 36 w
replika spor ayakkabı toptan
ted baker aurinkolasit
moschino tričko
νακ παπουτσια πεδιλα
fiitgonline.com
Aslında kaygı normal bir duygudur. Kişinin kaygı duygusunu yönetebildiği durumlarda tedbir almayı, gayret göstermeyi sağlayabilir. Yani öğrenci sınavda başarısız olmaktan korktuğu zaman bu korkudan kurtulmak için derslerine zamanında ve programlı bir şekilde çalışırsa bu kaygı ona başarı getirebilir. Ancak bazı kişilerde tam tersi bir durum olmakta, öğrencinin ümitsizlik ve kötümserlik duygularına kapılarak kaygı duyduğu şeyden kaçınmasına sebep olmaktadır.
Sınav kaygısının belirtisi olan davranışlar dersin başına oturma konusunda isteksizlik, çalışmayı sürekli erteleme, sınav hakkında soru sorulunca konuşmaktan kaçınmaktır. Aşırı kaygı aynı zamanda deneme sınavlarında donup kalma, çalışmasına rağmen performansın düşük olması, dikkat hataları, hatırlayamama gibi olumsuz sonuçlara da sebep olmaktadır. Bu durum kişinin korkularını daha da tırmandırmakta ve adeta bir kısır döngüye sebep olmaktadır.
Sınav kaygısı bazı kişilerde bedensel sağlık problemlerine de sebep olur. Sınavdan söz edildiği zaman huzursuz hissetme, yorgunluk ve halsizlik, iştahsızlık veya aşırı yemek gibi yeme bozuklukları, uyku düzensizliği gibi belirtiler görülebilir. Hatta mide bulantısı, bağırsak rahatsızlıkları, strese bağlı baş ağrısı, taşikardi (kalp çarpıntısı), titreme, terleme gibi belirtiler görülebilir. Bunlar sınav kaygısının artık bir fobi haline geldiğinin, bedensel yakınmalara dönüştüğünün belirtisidir.
Sınav kaygısının başlıca sebebi öğrencilerin kendi mizacı ve ailesinin yaklaşımıdır. Öğrencinin kaygısını yönetememesi ve panik olması sebebiyle dikkat, hafıza gibi zihinsel kapasitesini kullanamaması durumu daha da kötüleştirir. Mizaca bağlı olarak bazı öğrenciler sınav hatırlatıldıkça huzursuzluk, sinirlilik ve hatta öfke belirtileri gösterebilir. Bazıları ise hissettiği endişenin etkisiyle gergindir. Bazıları ise depresif ruh haline sahiptir, hatta sürekli ağlamaları da mümkündür. Korkmak ve tedirgin olmak oldukça yaygındır. Bu ruh halinin altında öğrencinin kendi karakteri ve ailesinin etkisiyle oluşan düşünce yapısı etkilidir.
Öğrenci kendi yapısı veya ailesinin eleştirileri sebebiyle sürekli kendini eleştirir, hep başarısızlıklarını görür. Genel olarak öz güven eksikliği, kendini yetersiz ve değersiz görme durumu vardır. Bazen de öğrencinin veya ailenin mükemmeliyetçi ya da rekabetçi kişilik yapısı bu duruma sebep olur. Yani öğrenci kendi çapında belli bir hedefi başaracak kapasiteye sahip olsa da onu yeterli görmeyen başkalarıyla kıyaslayan bir aile yapısı onu olumsuz duygulara iter.
Bazen de kötü duyguların altında yatan aşırı kötümserliktir. Öğrenci veya ailesi sınavda ya da öncesinde kötü bir şey olacağından, mesela sınavdan önce hastalanmasından, sınavda hiç çalışmadığı yerlerden soru çıkmasından ve benzeri aksilikler olmasından aşırı derece endişelenir.
Bazen de endişenin kaynağında öğrencinin yeterince çalışmamış olması yatar. Öğrenci çalışmak için uygun ortam bulamamış olabilir. Nasıl ders çalışacağını, nasıl planlama yapacağını bilmiyor olabilir. Geçmiş yıllardan eksiklikleri yüzünden anlamakta zorlanıyor ama nasıl yardım isteyeceğini, nasıl çözeceğini bilmiyor olabilir. Bundan dolayı biraz da haklı olarak kendine güveni düşüktür ve beklentileri olumsuzdur. Bu olumsuz düşüncelerin de etkisiyle kaygı duygusu yıkıcı hale gelir.
Öğrencide dikkat ve konsantrasyon eksikliğine, odaklanamama, kavramları hatırlamada güçlük çekmeye, düşünceleri organize etmede güçlük çekmeye sebep olabilir. Kaygı hissi durumu kötüleştirdikçe kötümserlik hissi daha da artar ve bu da kaçınma davranışlarına sebep olur.
Öğrencinin içinde bulunduğu durumu anlamadan, çözüm bulmaya çalışmadan sadece eleştiren ve baskı yapan bir aile de öğrencinin duygularını olumsuz etkiler. Geçmiş dönemlerden gelen eksikler sebebiyle sınav yükünün ve ders yükünün altından kalkamayan, deneme sınavlarında başarısız olan ve başkalarıyla kıyaslanıp eleştirilen bir öğrenci artık bu sınavı sadece bir kaygı ve korku aracı olarak görmeye başlar.
Sınav Kaygısının Çözümü
Sınav kaygısı ile başa çıkabilmek için kaygıyı bastırmamak, onun varlığını kabul edip onu tanımaya çalışmak gerekir. Kaygının temelinde nelerin olduğu tespit edilmeli ve o sorunlar giderilmelidir.
Unutmamak gerekir ki kaygı normal bir duygudur. Yapılan bir araştırma sınava girmek üzere bekleyen öğrencilerin kaygı seviyesinin, cerrahide ameliyat sırasını bekleyen hastaların kaygı düzeylerinden çok daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Öncelikle bu gerçeği kabullenmek, onu çözmenin ilk adımıdır.
Kaygının kökeni insanların çocukluk dönemindeki yaşantılarına dayanır. Bir çocuğun ebeveynleri, öğretmenleri hatta yaşıtlarıyla olan ilişkileri dahi kaygı duygusunun seviyesini etkiler. Bulaşıcı bir duygu olduğundan dolayı kaygılı bir annenin çocuğunun da kaygılı olma olasılığı yüksektir.
Bazı kişiler ailesinden devraldığı genetik miras ve onlardan aldıkları etkiler sebebiyle kaygıyı özgüvenine zarar veren yüksek bir seviyede hisseder. Bu şekilde aşırı olan kaygı duygusunun temelinde bireyin çevresindeki uyarıcıları tehdit penceresinden görmesi vardır. Aşırı kaygılı kişiler yalnızca sınavlarda değil, grup içinde konuşma, sorulara cevap verme, tartışmalara katılma, yüksek sesle okuma gibi etkinliklerde de korkulu, sinirli, gergin ve heyecanlı olurlar.
Sınav kaygısını yaşayanlar ile yaşamayan öğrencilerin arasında mizaç olarak farklar vardır. Kaygı düzeyi normal olan kişiler sınav durumlarını, başarılarının test edileceği bir fırsat olarak değerlendirirken, kaygısı normalin üzerinde olan bireyler bu durumları bir tehdit olarak algılarlar.
Bunun çaresi ise bu kaygıyı yönetebileceğini öğretmektir. Sınav yaklaştıkça öğrenciye beyninin ürettiği olumsuz düşüncelere karşı olumlu cümlelerle düşünmeyi öğretmelidir.
Yapılan araştırmalar sınav kaygısı yüksek olan bireylerin en büyük korkusunun daha önce öğrenilenleri sınav anında hatırlayamamak olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu sorunun çözümü için rehberlik yapmak gerekir. Aslında aşırı kaygı hafızayı olumsuz etkileyen bir faktör olduğu için eğer kaygı kontrol edilebilirse hafıza daha iyi çalışacaktır.
Bazı araştırmacılar sınav kaygısına ilişkin “Eksik Öğrenme Modeli”ni ortaya koymuşlardır. Bu araştırmacılara göre, yüksek sınav kaygılı öğrenciler, verimsiz çalışma alışkanlıklarına sahiptirler. Bundan dolayı da başarısızlık ve sınava çalışırken kendi yetersizlikleri hakkında endişelenme eğilimi gösterirler. Bu olumsuz düşünceleri öylesine saptırırlar ki yönergeleri izleyemezler ve soruların verdiği bilgiyi önemsemezler ya da yanlış yorumlarlar. Kaygının düzeyi arttıkça öğrendiklerini geri çağırmakta güçlük çekerler. Yani bireyler bilişsel bir bozukluk dönemi geçirirler.
Bu öğrencilerin kendileri hakkındaki bu olumsuz düşünceleri dikkatlerinin kolayca dağılmasına neden olur. Sınav sorularını okuma ve doğru cevaplama, konuşurken düşüncelerini organize etme, doğru sözcükleri seçme ve düzgün ifade etme gibi davranışlarında başarısız olurlar.
Eğer öğrencinin gerçekçi olmayan düşünceleri ve korkuları varsa bunları gidermenin yolu da yine dürüst ve gerçekçi olmaktır. Öğrencinin yeterli ve yetersiz yanlarını tespit edip geliştirilmesi gereken alanlara yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir. Yapamayacağı bir alanda zorlamak yerine yapabileceği bir alana yönlendirmek çok daha faydalı sonuç verecektir.
Öğrencinin kaygısı zaman baskısıysa ona zamanı etkili kullanmak için programlar yapılabilir. Zamanı yönetmek ve zamanında hazırlanmak kaygının en iyi çaresidir. Sınava çalışmak için az zaman kaldıysa bile moralini bozmaması sağlanmalıdır.
Öğrenciye doğru şekilde ders çalışma alışkanlıkları kazandırmak önemlidir. Dikkat dağıtıcı unsurlardan uzak bir ders çalışma ortamı sunmalıdır. Öğrencinin beslenme ve uyku düzenine dikkat edilmelidir.
Sınav sırasında daha kolay cevaplayabileceğiniz sorulara öncelik vermek rahatlamayı sağlayabilir. Sınav bittiğinde de kendini ödüllendireceğini, onu mutlu eden etkinlikler yapacağını düşünmek de kaygının gerginliğini azaltabilir.
Ailelere düşen görev, çocuğunu başkalarıyla kıyaslamamak, deneme sınavı ya da test sonuçlarına göre olumsuz yorumlar yapmamak, öz güvenini iyice bozacak eleştirilerde bulunmamaktır. Unutmamak gerekir ki sınav kaygısının en büyük sebebi ebeveyn kaygısıdır.
Ailenin beklentilerini gerçekçi bir seviyeye indirmesi çok önemlidir. Aileler sınav başarısını, hayat başarısının, iyi insan olmanın, iyi evlat olmanın tek kriteri olarak görmemelidir. Genelde ve bilhassa bu süreçte çocuğun özgüvenini artıracak şekilde olumlu yönlerini öne çıkarmalıdır.
Ancak şuna dikkat etmelidir, sınava girecek bir öğrenciye “sana güveniyorum, başaracaksın” demek de sınav kaygısını tetikler. Sınava girecek bir çocuğun en büyük ihtiyacı, sınav sonrasında her şeyin yine eskisi gibi devam edeceğine dair güven hissedebilmesidir.
“Bu sadece bir sınav, alacağın puan o kadar da önemli değil. Başarısız olmak dünyanın sonu değil.” Şeklinde hissettirmelidir.
Psikiyatrik Destek Gerekir mi?
Sınav kaygısı, depresyon, anksiyete, uyku bozukluğu gibi bir ruhsal bozukluğu sebep olmuşsa psikiyatrik destek düşünülebilir. Ruhsal durum sebebiyle işlevsellik bozulduysa ya da sınav kaygısını ortadan kaldırmak ya da bastırmak için yanlış yollara, kendine zararı olacak yollara başvuruluyorsa psikiyatrik destek gerekir. Sınav kaygısı ile eş zamanlı olarak görülen davranış bozuklukları sınav kaygısının bir uzantısı olarak görülmelidir.
Eğer sınav kaygısı bedensel yakınmalara dönüştüyse öğrenci nefes egzersizleri, gevşeme egzersizleri ve dikkatini başka noktalara odaklama tekniklerini kullanarak kaygıyı ve korkuyu kontrol altında tutabilir. Kriz anında rahatlamak için ne yapılacağı bilinmelidir.
Hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, öğrencinin sınavda başarısız olmasından çok daha büyük bir sorun varsa o da öğrencinin ailesiyle ilişkisinin bozulmasıdır. Çünkü bu yaşlardaki bir ergen veya gencin ailesiyle iyi ilişkiler kurması onun geleceği açısından çok daha önemlidir.
Çocuğunuz sınavda başarılı olmasa da hayatta başarılı olabilir. Allah-u Zülcelâl herkesin rızkını ezelde takdir etmiştir. Rızkını helal dairesinde kazanan her insan saygıyı hak eder. Bilhassa bir müslüman hiç kimseyi tahsili, makamı, mevkisi ile değerlendirmemelidir. Hele çocuğunu hayattaki maddi başarılarla değerlendirmek bir müslüman ebeveyne yakışan davranış değildir.
Çocuğunuzla iletişiminiz iyi olduğu müddetçe onun için her zaman bir şeyler yapabilirsiniz. Ama ilişkiniz bozulursa ve bilhassa akıl ve ruh sağlığı kötü etkilenirse bu çok daha vahim sonuçlar doğurur.