İSLAM ALEMİ / Müslümanların Birlik ve Direniş Çağrısı: Aynı Gemideyiz

İSLAM ALEMİ
Müslümanların Birlik ve Direniş Çağrısı: Aynı Gemideyiz
Bilal Telci
Karanlık bir geceyi düşünün… Denizin ortasında, dalgalarla savaşan bir gemi. Geminin içindekiler, tehlikenin farkında ama bazen birbirlerine sırt çeviriyor, bazen yardımlaşmayı unutuyorlar. Her bir çatlaktan su sızıyor. Her bir yangında biraz daha derin yaralar alıyorlar. Bu gemi, Müslümanların bulunduğu dünyadır; ortak kaderimizi temsil eder. Ve hepimiz bu geminin içindeyiz. Eğer bu gemiyi kurtaramazsak, hepimiz batacağız.
Bu hikâye, bir milletin değil, bir ümmetin hayatta kalma mücadelesidir. Bizler aynı gemideyiz ve bu gemi, ayrılıkla değil birlikle kurtarılacak.
Mazlumun Yanında Durmak: İmanımızın Şerefidir
Hangi sokakta, hangi şehirde olursanız olun; mazlumun feryadı kulaklara ulaşır. Bir çocuğun ağlayan sesi, bir annenin gözyaşı, bir babanın çaresizliği… Her patlama sesinde adalet biraz daha uzağa düşerken, mazlumlar yardım elini uzatacak birilerini bekler. İşte tam da bu anda Müslüman’ın görevi başlar: zulme karşı direnmek, mazlumun hakkını savunmak.
Mahallenizde bir zulüm olduğunda nasıl harekete geçiyorsanız, İslam dünyasında da bu ilke geçerlidir. Zulüm gören bir kardeşimize yardım etmek için onun dinini, mezhebini veya ırkını sorgulamak anlamsızdır. Müslüman ayrıştırıcı değil, birleştirici olmalıdır. Kardeşlik bağını koparmak yerine daha da güçlendirmek Müslüman’ın vazifesidir.
Düşmanın Tuzakları ve İhanetin Sinsiliği
Bugün İslam dünyasında zalimlerin oyunlarına gelen ve kendi kardeşine sırt çeviren Müslümanlar görüyoruz. Yanlış yolda olan bir Müslüman bile “La İlahe İllallah Muhammedîn Resulullah” dediği sürece bizim kardeşimizdir. Onun hatalarını düzeltmek, ona yardım etmek bizim görevimizdir. Düşmanın zalimliklerine sevinmek, Müslüman’ın ahlakına ve inancına aykırıdır.
Bu geminin bir bölümü yangınlarla kavrulmuşken, bazıları bu yangını söndürmek yerine ateşi körüklüyor. Bu yalnızca bir akılsızlık değil, aynı zamanda büyük bir ihanettir. Eğer bu gemi tamamen yanarsa, hepimiz kaybederiz. İhanet edenler sadece kendilerine değil, tüm ümmete zarar veriyor.
Birlik: Yangını Söndürmenin Tek Yolu
Ellerinizi semaya kaldırarak suya ulaşmaya çalıştığınızı hayal edin. Bir kova su, yangının söndürülmesine yardımcı olur. Ama kimileri bunu yapmayı reddediyor. Kimileri, ellerindeki kovayı yere bırakmış, sadece yangını seyrediyor. Unutmayalım ki, bu geminin kurtulması yalnızca birlikle mümkündür.
Müslümanlar olarak birbirimize destek olmalı, ayrışmayı bir kenara bırakmalı ve ortak hedef doğrultusunda hareket etmeliyiz. Eğer bu gemiyi kurtarmak için çalışmıyorsanız, en azından çalışanlara engel olmayın. Çünkü bir gün, bu yangın sizi de saracak ve yardım edecek kimseyi bulamayacaksınız.
Manevi Rehberlerimize Kulak Vermek ve Onların Yanında Birleşmek
Allah dostları, İslam toplumunun manevi önderleridir. Onlar, Peygamberimizin varisleri ve toplumun yol göstericileridir. Onlara dil uzatmak, yalnızca bir hadsizlik değil; büyük bir akılsızlıktır. Alimlere ve velilere saygı göstermek, İslam toplumunun birliğini korumak için hayati öneme sahiptir.
Bu değerler, toplumu ayakta tutan rehberlerdir. Onların bilgeliği ve öğütleri, Müslümanların doğru yolu bulmasında önemli bir rol oynar. Bu nedenle, onları yanında olmalı gösterdikleri yoldan yürümeli bir ve beraber olmalı birlik beraberlik ruhu içerisinde hakka yürümeliyiz bu yangın ancak bu şekilde söner.
Kurtuluş İçin Birlik Şart
İslam dünyası, tarihin en büyük sınavlarından birini vermektedir. Bu sınavı geçmek için Müslümanların birliği ve dayanışması şarttır. Ayrışma, kısır tartışmalar ve düşmanın oyunlarına gelmek yalnızca İslam’a zarar verir.
Ellerimizi semaya kaldırarak şöyle dua etmeliyiz:
“Ey Rabbim! Mazlumun yanında durmayı, zalime karşı direnç göstermeyi nasip et bize. Birliğimizi güçlendir ve bizi ayrışmanın tuzaklarından koru. Bu gemiyi batmaktan kurtarmak için gerekli cesareti ve gücü ver.”