Zallin şeklinde okuyanın namazı bozulur
“Zallin” şeklinde okumak
Kur’an-ı tahriftir!
Tahtavi’de ( c.1 s.268 ) ve ondan nakilen Nimet-ul-İslam’da zellet-ul-kâri (Kur’an okuyucularının hataları) bahsinde kaydedildiği üzere (dad ile) dallin’i, ( zı) zallin şeklinde okuyanın namazı bozulur.
Maatteessüf halkımız, hatta imamlarımız, Türkçe’de dat harfi olmadığından, Erdurum’u, Erzurum okudukları, Kur’an’da dad’ı da zı veya zel olarak okuyorlar. Bu Kur’an’ı tahriftir. ‘Tecvidli okuyoruz’ iddialarına bakılmaz. Çünkü bu surette okunuş tahriftir. Ancak mahreci çıkarmaktan aciz avam tabakasının namazı bozulmaz. Okunur fetvası, onlar hakkındadır.
Hele hele sorulduğu zaman tariflerinde ‘dad harfi dad ile zı arasında okunur’ demekle mazereti beyan edenler var ya, en inadcılar onlardır. Çünkü dad ve zı’yı demekle, bu iki harfin arasında uydurdukları bir harf çıkarırlar ki, bu Kur’an’ı son derece tahriftir ve ilavedir. Allah Teala böylelere intibah versin.
Rahatlıkla deriz ki: Kur’an Arab şivesiyle okunur, Acem şivesiyle değil. Tecvidin, kitabdan değil, bir de ağızdan alınması gerekir.
Müşteşrikler müslümanları
yanılmaya çalışmışlardır
Miladi 1886 civarında Musullu Mutran Yusuf Davud’un ‘ Et-Temerrune’ adlı eserde: ‘ Dad harfi, zel harfinin kalınca okunuşu; zı harfi ise, se(peltek) harfinin kalın olarak okunuşudur. Hür Arablar böyle teleffuz ettikleri halde Suriye ve Mısırlılar bunu yanlış olarak del harfinin kalın şekliyle okumaktadırlar’ demesine uyuyorlar.
Halbuki bu papazın aslı Süryanidir. O da sair müşteşrikler gibi Müslümanları yanıltmaktan hoşlanmıştır. Ve maatteessüf Avrupa müşteşriklerine uyarak bizimkiler de onlar gibi okumaktadırlar.
Peki Dad mahreci
nasıl çıkartılır?
Saçaklızade’nin tasrih ettiği gibi dad harfinin mahreci, yukarıki son dişler ile ön dişlerin yukarısına kadar dilin sağ veya sol tarafa yapışmasıyla çıkar. Bu çıkışta haliyle bir vızıltı sesi de çıkar. Bu vızıltı ise zı harfinde olduğu gibi dil ile dişler arasından değil, dil ile damak arasından çıkar. Özellikle Şeyh Aliyy-ul-Kari, Risalet-ul-Farki Beyn-ed-Dadi ve’z-Zai (Dad ve Za harflerinin farkının beyanı) adlı eserde de Saçaklızade’nin aynısını söylemektedir.
İmam Cezeri’nin Manzumesi ve Temhid’in mütercimi, Mağnisi, Dürret-ul-Yetime adlı eserinin 132. sayfasında diyor ki: “Dad harfi zı, zel, ze harflerinden ayrı olarak okunur. Bu okunuşta bir fişilti vardır. Ona tefhim derler. Ca’beri’nin dediği gibi, tefeşşi lugatta dağıtmak ise de, örfte tefeşşi, dat harfini söylerken dilin ortasıyla üst damak arasında rüzgar gibi bir sesin ağız içine dağılmasından ibarettir. Şüphesiz tefeşşiye, istitale (Harf okunduğunda sesin imtidadına, uzamasına denir. Bu harfe müstatıl harfi de denir. Bu sıfat Dad harfine aittir.) demişlerdir. Ancak şin gibi harfler çıkarken tefeşşi, dat çıkarken istitale denilir.”
Kadi’nın muhaşşisi Şihab ve Alusi, Et-Tekvir suresinin 24. ayetinin tefsirinde diyorlar ki: ‘ Dad’ın mahreci, dilin yan tarafı son dişlere yapıştırılıp, diş ve dişten sonra gelen yukarıdaki damakla ön dişlerin üst tarafları arasından çıkarılır. Kimisi dilini sağ tarafına ya da sol tarafına dayandırarak bu harfi çıkarıyor; kimisi de bunsuz olarak çıkarmaya muvaffak oluyor. Zı harfi ise, dilin ucuyla, üst ön dişler arasından çıkar. Bu itibarla birini diğerinin yerine okumakta, namazın bozulup bozulmaması hususunda fukaha ihtilaf ettiler.
Kimlerin namazı bozulur
kimlerin ki bozulmaz?
El-Muhit-ul-Burhani’de umum meşayıhtan; el-Hülasa’da İmam Ebu hanife ve İmam Muhammed’den gelen nakle göre, birinin diğerinin yerinde okunması namazı bozar. Ebi Mu’ti el-Belhi ve Muhammed bin Seleme’den naklen birçok meşayıh ‘bozulmaz’ dediler. Bir cemaat ulema da: İkisi arasında fark bulmaya muktedir olan kimsenin namazı bozulur, dediler. Eğer burada bidaninin kelimesinde olduğu gibi, değiştirmekte mana bozulursa namazı bozar’ Bu ittifakidir.
Şu halde İbnu Abidin’in “Dat’ı zı ile okumakta fetva vardır” demesi, Acem olan avam ile Arab dahi olsa çıkarmasından aciz olanların hakkındadır. Adet haline getirenlerin namazı bozulur.
Şafiilerden İmam Nevevi diyor ki: “Dad’ı zı olarak okuyanın namazı bozulur.”
Ala külli hal anlaşılıyor ki, ‘Dad’ harfinin ‘Zı’ olarak okunması çok eski bir meseledir. Ancak son zamanda Yusuf Mutran’ın ve müşteşriklerin yaymış olduğu eserlerde, dat’ın zı olarak okunması yayılmıştır.
Ben bu meseleyi Üstadım Şeyh Abdurrezzak’tan sordum. Dedi ki: “Vızıltıyı diş ile dil arasında çıkarmak suretiyle dat’ın zı olarak okunması, bazı acemlerin lugatıdır, ona iltifat edilmez.”
Üstad 21 gün sadece
Dat harfi çalışmış…
Yirmi bir gün yanında dad harfi üzerinde çalışmıştık. Bilmiyorum öğrendiğim için mi beni geçirdi, yoksa ümidimi öğrenmemden kestiği için mi? Fakat bir akşam namazında talebe arkadaşlarıma imamdım; kendisi sonradan geldi, bana uydu ve namazını iade etmedi.
Bilahare bu meselenin üzerinde çok durarak tecvid alimlerinden de çok sordum. Dat harfi hakkındaki teleffuzumu kabul ettiler. Ve dediler ki: “Dad harfi, normal Mısır şivesi olan dal harfinin kalın şekliyle de okunsa namaz bozulmaz. Zı, zel, ze harfleriyle okunursa namaz bozulur.”
Ben de bu kanaatteyim. Türkiye’mizde imamlar bunu yanlış okumaktadırlar.
Kardeşlerime Tayyar Altıkulaç Bey’in bantlarından dinleyip, telaffuzundan öğrenmelerini tavsiye ederim. Çünkü tecvid, özellikle harflerde telaffuz, kitaplardan değil ağızlardan alınır.
Kur’an-ı Hakim Arabi inmiştir. Arabi şiveyle okunması gerekir. Özellikle namazda Fatiha’yı tashih etmek (yanlışsız doğru bir şekilde okumak) farzdır.
Kaynak: Teklifi Hükümlerde ÖLÇÜLER, s. 297 ve devamı, İsmail ÇETİN, Dilara Yayınları