Yüzleşmelerinizi Ertelemeleyin!

  • 12 Mart 2015
  • 729 kez görüntülendi.
Yüzleşmelerinizi Ertelemeleyin!
REKLAM ALANI

Yüzleşme, kabulün bazen şartı, bazense rüknü gibidir. Hayata tamam mı yoksa devam mı kararının edâ vakti, ezelden biçilmiş ömrün belirleyicisi, garip bir kırılma noktası, kırılma anıdır. Neticeye varıncaya kadar ve gerçekleşme esnasında belki de ağır mı ağır bir kahırdır. Gerçekleştikten sonra ise, dipten yukarılara çıkma, dipsiz kuyudan aydınlığa tırmanma vesilesi olmakla son tahlilde; lütuflardan bir lütuftur.

Kimi zaman çok ama çok acıdır, hem de en acı…

Evladını ansızın kaybedip de kaybettiğini kabullenemeyen, oğlunun ölümünü yüreğine, gönlüne yediremeyen acılı ananın, günlerce şok hali yaşayıp da çıkamayan/kurtulamayan o garip annenin, dramına son veren, yürek dağlayıcı, acıklı bir tablonun resmidir yüzleşme… Yürek sancısı, ciğer dağlanmasından baş olunamayan ananın, evladının kabrine götürülüp de gözleri önünde kabir toprağının boşaltılarak merteklerin açılıp, sararmaya yüz tutmuş kefenin aralanarak o yüzün, o manzaranın sahibinin, aylarca karnında taşıdıktan sonra doğurup, büyüten anasına gösterilmesinin adıdır yüzleşme… O soğuk ve şişmiş, soluk yüzün, hasretlik çeken, acı çeken, boğazı düğümlü annenin yüzüyle yüzleştirilmesinin ta kendisidir yüzleşme…

REKLAM ALANI

Şok halini atlatan yüreği hançerli ananın, toprağın üzerine yığılıp bir süre baygın kalması, ayıldığında evlat acısını kabullenerek ayağa dikilip acısını yüreğine gömdükten sonra hayata kaldığı yerden devam edişinin anahtarı, Allah’ın dilediği zamana kadar sürecek hayatının kırılma anıdır yüzleşme…[*]

Her şey için geç, çok geç olmadan; daha fazla vakit kaybetmeden bir an önce acılarla ve korkularla yüzleşmeli ve  yüzleşmeyi ertelememeli. Zira vakit az, zaman dar…

* Vaktiyle yaşanmış gerçek bir hikâye…

Büyüklerimden dinlediğim: Günlerden bir gün gurbete çalışmaya giden gençlerden birisi, vefat eder ve adet olduğu üzere cenazesi köye getirilip defnedilir. Çocuğun annesi bu ölümü bir türlü kabullenemez ve şoka girer, günlerce de çıkamaz. Sonunda hocalara danışılır ve hocalar; ‘Anneyi çocuğun kabrine götürüp de kabri gözleri önünde açarak, mevtayla orada o vaziyette yüzleştirmekten başka bir çıkar yol olmadığını’ söylerler ve gereken de yapılır, yüzleştirme gerçekleştirilir. Evladını o şekilde gören anne, kısa bir baygınlıktan sonra ayılarak evlat acısını kabullenmiş bir vaziyette şoktan çıkar ve tıpkı evlat acısı yaşamış diğer anneler gibi, acısıyla, sancısıyla, hasretiyle ve yangınıyla beraber kaldığı yerden devam eder hayatına…

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ