TEFEKKÜR UFKU / Bilimin Çatışmadığı Ne kaldı?

  • 04 Aralık 2023
  • 230 kez görüntülendi.
TEFEKKÜR UFKU / Bilimin Çatışmadığı Ne kaldı?
REKLAM ALANI

TEFEKKÜR UFKU
Bilimin Çatışmadığı Ne kaldı?
Dr. Cengiz Karagöz

Toplumun birçok kesiminde klişe haline gelmiş bilime dair ezber cümleler dolaşıyor. Gerek akademi gerekse sanat camiasında her şeyin ölçüsü bilim olarak kabul ediliyor. Bilimle çatışan ne varsa sözde reddediliyor ve eleştiri oklarının hedefi haline geliyor.
Özellikle dinimizi bilimle çatıştırıp dinin reddedilmesi ve topluma ışık tutamayacağı iddiası uzun zamandır ülkede yaygındır. Bu iddiada olanlar gerçekten bilime mi öncelik veriyor yoksa bilimi zırh olarak kullanıp inancımızı mı hedef alıyor? Eğer bilimle çatışan her şey reddedilecek ise demokrasi, feminizm, çevrecilik, felsefe ve sosyalizm gibi kavramların da terk edilmesi gerekmiyor mu?
Demokrasi kavramı bilimle çatışır mı? Evet çatışır. Demokraside seçme eylemi ve çoğunluğun tercihi esastır. Bunun bilim camiasında bir karşılığı yoktur çünkü bilim dünyası elitist veya oligarşik bir yapıya sahiptir. Bilimsel teoriler ve düşünce akımları akademisyenler arasında seçim yaparak kabul görmez. Bilim komisyonları tarafından alınan kararlar deyim yerindeyse tepeden inme akademi camiasına kabul ettirilir. Bunun yanında bazı akademisyenler iktidar gücünü ve medyayı arkasına alarak parlatılır. Onların düşünce ve iddiaları reklam yoluyla yaygınlaştırılır. Bilimsel dergilerde onların teorileri diğer akademisyenlere bir şekilde kabul ettirilir ve bilim dünyasında kabul gören düşünce akımı kisvesine dönüştürülür. Ayrıca demokrasi bazılarının sandığı gibi modern ve ileri bir yönetim şekli değildir. M.Ö. antik Yunan uygarlığında uygulanmış bir sistemdir.
Feminizm akımı bilimle çatışır mı? Tabii ki çatışır. Feminizmi savunup da bilime eleştiri getirmeyenlere şaşmak gerekir. Batı’da son yıllarda bilime feminist eleştiriler getiren kitaplar yayınlanmaya başladı. Bu kitapların içeriğine baktığımızda bilim adamlarının kadına bakışının pek de pozitif olduğu söylenemez. Çünkü Batı’nın kökenlerinde kadın iyiliği temsil etmez.
Geçtiğimiz asırda Batı dünyasındaki akademisyen sayısı incelendiğinde kadınların sayısının %25’in altında olduğu görülür. Bunun ana nedeni bilim adamlarının kadınlara duygusal kişiler olarak bakmalarıdır ve başarılı akademisyen olamayacaklarını düşünmeleridir. Bu iddialarla ilgili bilimsel çalışmalar da yapmışlardır ve bu araştırmalara dayanarak kadınların duygularından ötürü objektif olamayacakları görüşündedirler. Feminist araştırmacılar da bu iddialara karşı çıkarak araştırmalar yapmışlardır ve bunları çürütme çabasına girmişlerdir. Kısacası feminist araştırmacılar bilim dünyasının erkeklerin egemenliğinde olmasından dolayı çok şikayetçidirler.
Felsefe bilimle çatışır mı? Çatışır. Felsefe alanındaki düşünce akımlarının hepsinin bilime sıcak baktığı öne sürülemez. Örneğin anarşistlerden ilkelliği savunan ve binlerce yıl öncesindeki gibi yaşamamız gerektiğini öne sürenler vardır. Bu anarşistler her türlü hiyerarşiye karşı çıkarken bilim ve teknoloji karşıtlığına da soyunmuşlardır. Onlara göre bilim ve teknoloji insanların sağlığını bozmak dışında ve yıkım getirme dışında başka bir şey yapmamıştır. Savaşlarda kullanılan teknolojiler bilimin ürünüdür. Öyleyse bilim ve teknolojiden uzak durulmalıdır. Onlar için tek çözüm ilkel bir hayat tarzına dönmektir.
Bunun yanında postmodernizm akımı da bilimin hedefleri ile çelişir. Postmodern düşünürlere göre evrensel hakikat yoktur. Postmodernler için hakikat kişiden kişiye göre değişebilir, her şey meşru görülebilir ve görece olan mutlak olanın yerini alır. Bu anlayış evrensel gerçeklik peşinde olan bilime tamamen zıttır.
Sosyalizm bilimle çatışır mı? Evet çatışır. Yaklaşık bir asırdır sosyalist kesimdeki düşünürlerden modern bilime tepkiler yağmaktadır. Bu tepkilere göre modern bilim sadece burjuva sınıfına ve kapitalist düzene hizmet etmiştir. Bilim sanayileşmede ve sömürüde başlıca rolü üstlendiği için insanlığa hizmet anlamında verebilecek bir şeyi kalmamıştır.
Bundan ötürü bu düşüncenin mensupları modern bilimin terk edilerek yerine sosyalist anlayışı benimseyen bir sistemin inşasını destekleyen öneriler sunmaya çalışmışlardır. Çevrecilik hareketleri bilimle çatışır mı? Neden çatışmasın ki? Bilhassa hayvan hakları koruyucuları bilime çok sert eleştiriler yöneltirler. Bilimsel deneylerde kullanılan hayvanlara muhtelif türden eziyetler yapılmasını protesto ederler. Bilimin bu işkencelere son vermesini ve bu hayvanların da hakları olduğunu düşünürler. Bilimin deneyler için bahane olarak gösterdiği etkenleri kabul etmezler.
Kıstaslarını akıl ve bilimden aldıklarını söyleyenler bu düşünce ve felsefi akımlar ile ilgili neden eleştiride bulunmuyor? Neden bunların hayatımızdan çıkarılması gerektiğini ve bunlardan uzak durulması gerektiğini dile getirmiyor? Bunlar neden bizi bilim konusunda geride bırakmıyor? Ayrıca bir insan hem demokrasiyi hem bilimi nasıl destekler? Hem feminizmi destekleyip bilime nasıl eleştiride bulunmaz? Hem sosyalizm taraftarı olup neden bilimin faaliyetlerinde eksiklik bulmaz? Hem çevreciliği savunup hem de bilim aşığı nasıl olabilir? Hem felsefeye bayılıp hem de yolunun bilim yolu olduğu tezini savunur? Burada bir tutarsızlık yok mu? Bu vatandaşlar neyi savunduklarını ve ne söylediklerini mi bilmiyor yoksa bilim-din çatışmasını gündeme getirip bunların üzerini mi örtüyor?
Neyi savunduklarının farkında değillerse durum vahim. Eğer bilerek bunları yapıyorlarsa durum daha da vahim.
Son olarak bilimde çok sayıda teori ve düşünce akımı olduğunun altını çizmek gerekir. Bilim her gün kendisiyle çelişirken hangi bilim insanlara evrensel hakikat anlamında kriter olacak acaba?

REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ