İnsanın affına vesile olan bir namaz; “Duha Namazı”
Duha namazının
vakti ne zamandır?
Duha; güneşin doğuşundan yaklaşık 45-50 dakika sonra güneşin yükselip ışığının iyice parladığı, etrafa yayıldığı ve sıcaklığının arttığı zaman anlamına gelir.
Buna göre nafile olan ve faziletlerini dergimizde okuyacağınız, “Kuşluk namazının” vakti güneşin doğup, “Bir mızrak boyu” yükselmesinden, yani 45-50 dakika geçmesinden sonra başlar. Zeval vaktine (yaklaşık olarak öğle ezanına yarım saat kalaya) kadar devam etmekle birlikte ulema tarafından genellikle tercih edilen vakit, gündüzün ilk dörtte birinin geçtiği, güneşin sıcaklığının yakmaya başladığı zamandır.
Güneşin doğmasının üzerinden 45 dakika geçtikten sonra başlayan, öğle ezanına yaklaşık yarım saat kala biten bu zaman dilimine, bizim dilimizde kuşluk vakti denir. Mendup olan Duha (kuşluk) namazı da işte bu vakitte kılınır. Yani öğle namazına yarım saat kalıncaya kadar da Duha namazı kılınabilmektedir.
Alimler, “Duha namazını devamlı kılmanın mı, yoksa zaman zaman kılmanın mı faziletli olduğu konusunda” değişik görüşler beyan etmişlerse de tercih edilen görüş, devamlı kılmanın faziletli olduğu yönündedir.
Duha namazı nasıl kılınır,
kaç rekat kılınır?
“Niyet ettim Allah rızası için Kuşluk (Duha) Namazı kılmaya” diye niyet ederiz.
Duha namazı; ikişer ikişer 2, 4, 6, 8 veya 12 rekat olarak kılınabilir.
Taberani, Mu`cemü`l-Kebir adlı eserinde Ebu`d-Derda yoluyla Peygamber Efendimizin sallallahu aleyhi vesellemin şöyle buyurduğunu naklediyor: “Kim iki rekat Duha namazı kılarsa o kimse gafil kimselerden olmaz. Kim Duha namazını dört rekat kılarsa Allah`a ibadet eden kimselerden olur. Kim bu namazı altı rekat kılarsa o gün ona Duha namazı olarak kafi gelir. Kim yine bu namazı sekiz rekat kılarsa, Allah o kimseyi kendisine itaat eden kimselerden kabul eder. Ve kim ki bu duha namazını oniki rekat kılarsa Allah ona Cennet`te bir köşk yapar.” (et-Tahtavi, 321)
Duha namazı, Peygamberimiz aleyhissalatu vesselamın kılmayı sevdikleri bir namazdı. Hadis-i şerifte şöyle bildiriliyor: “Rasulullah Duha namazını dört rekat kılar ve bunu, Allah’ın dilediği kadar da artırırdı.” (Müslim)
Duha namazı kılan
günahlarından temizlenir
Duha namazı kitabımız Kur`an-ı Kerim`de geçmemektedir. Onun faziletlerini biz, Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin bazı hadisi şeriflerinden öğrenmekteyiz.
Kuşluk namazına başlamamız ve devam etmemiz için, faziletiyle alakalı başka hadisi şerifler olmasına rağmen şu hadis-i şerifin bize ulaşmış olması dahi tek başına yeterli olurdu. Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuşlardır: “Kim kuşluk vaktinde namaz kılmaya devam ederse, günahları deniz köpüğü kadar dahi olsa (kul hakkı hariç) mağfiret olunur.”(İbn Mace; İkametu’s-Salavat, 187.)
Başka hadisi şeriflerinde ise Allah Rasulu sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tahlil (la ilahe illallah demek) bir sadaka, her tekbir bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rekat namaz bunların yerini tutar.” (Müslim)
İki rekat olarak da kılınabilir
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyrulmuştur; “Her insan üç yüz altmış mafsal üzerine yaratılmıştır. Şu halde bir kimse Allah’ı tekbir eder, Allah’a hamd eder, La İlahe illallah, Subhanallah der, Allah’tan mağfiret diler, insanların yolları üzerinden taş veya diken yahut kemik gibi şeyleri bir kenara atar, yahut iyiliği emir veya kötülükten vazgeçirirse ve bütün yaptığı bu hayırların toplam hepsi üç yüz altmışı bulursa, o günün akşamına cehennem ateşinden uzaklaşmış olarak çıkar.” (Müslim)
İmam Nevevi rahimehullah hadisi şerh ederken şöyle demiştir: “Bu hadis, Duha namazının faziletinin büyüklüğüne, yerinin önemli olduğuna ve bu namazın iki rekat olarak da (kılınmasının) geçerli olduğuna bir delildir.”(Nevevi, ‘Sahih-i Müslim Şerhi’)
Zikredilen hadis-i şeriflerden anlaşılacağı üzere Duha namazı kılmak, hem günahlarımızın affına vesile olmakta hem de her bir eklemimiz için bir gün içinde ayrı ayrı vermemiz gereken her bir sadakanın toplamının yerine geçmektedir.
Az ibadetle çok sevap
kazanmak istemez misiniz?
Yeri gelmişken soralım: “Çok az bir zamanda, nafile hac ve umre gibi uzun zamanda yapılabilecek ibadetlerin sevabı nasıl kazanılır?”
Efendimiz sallallahu aleyhi vesellemin bir hadis-i şeriflerinde bunu şu şekilde beyan buyurmuşlar; “Kim, cemaatle sabah namazını kılarak sonra güneş doğuncaya kadar oturup Allahu Teala’yı zikrederse, sonra iki rekat Duha (Kuşluk) namaz kılarsa, bir hac, bir umre tam olarak, tam olarak, tam olarak kazanmış gibi olur.” (Tirmizi, h.n 586)
Allahu Zülcelal’in biz kullarına ihsanı ne kadar da çoktur. Az bir ibadetle nasıl büyük sevaplar kazanılabiliyor öyle değil mi?
“Bir keresinde Peygamber Efendimiz, bir yere askeri birlik göndermişti. İslam askerleri kısa sürede büyük ganimetlerle döndüler. Bunun üzerine Hz. Ebubekir:
– Ya Rasulallah! Biz bunlardan daha çabuk dönen ve daha fazla ganimet getiren başka bir birlik görmedik, dedi. Allah Resûlü:
– Ben size bundan daha çabuk dönen ve daha çok ganimet sağlayan bir şeyi haber vereyim mi?” diye sordu. Daha sonra şöyle devam etti; “Bir adam güzelce abdest alarak mescide varır, sabah namazını eda eder, ardından da kuşluk namazını kılarsa işte bu şahıs, hem daha çabuk dönmüş, hem de daha fazla kazanmış olur.” buyurdu. (İbn-i Hibban; VI, 276)
Onlar hiç terk etmemişler
Peygamberimiz bu namazı terk etmemiş, ashabına da vasiyet etmiş ve onları Duha namazını kılmaya teşvik etmiştir.
Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatır: “Dostum Rasulullah, ölünceye kadar onları bırakmamak üzere bana üç şeyi tavsiye etti: Her aydan üç gün oruç tutmak, Duha (kuşluk) namazı kılmak ve uyumadan önce vitir namazı kılmak.” (Buhari, Müslim.)
Ebu Derda anlatır: “Sevgili Peygamberim, yaşadığım sürece şu üç şeyi bırakmamayı bana tavsiye etti: Her aydan üç gün oruç tutmak, Duha (kuşluk) namazı kılmak ve vitir namazını kılmadan uyumamak.” (Müslim)
Kurtubi rahimehullah bu konuda şöyle demiştir: ‘Hz. Peygamberin Ebu Derda ve Ebu Hureyre ‘ye vasiyeti, Duha namazının faziletine, sevabının çok ve müekked olduğuna, bunun içindir ki Ebu Derda ve Ebu Hureyre’nin bu namazı devamlı kıldıklarına ve bu namazı bırakmadıklarına delalet eder.’ (el-Müfhim lima Eşkele min Telhis Müslim)
Madem ki Peygamberimiz bu namaza devam etmiş ve ashabına da kılmalarını tavsiye buyurmuş, bizim de ümmeti olarak bu tavsiyeye uymamız ve Allahu Zülcelal’e yaklaştıran nafile namazlardan ve Peygamberimizin Regaib sünnetlerinden olan Duha namazına devam etmemiz yapacağımız güzel işlerden birisi olacaktır.
Bize örnek olması açısından önemli olduğu için, Hz. Enes radıyallahu anh’ın ve Hasan-ı Basri Hazretlerinin Duha namazı hakkındaki ifadeleriyle yazımızı sonlandıralım:
Hazreti Enes radıyallahu anh şöyle söylemiştir; “Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimizi bir gün Duha namazını 6 rekat kılarken gördüm. O günden sonra bu namazı hiç terk etmedim.”
Tabiinin büyüklerinden Hasan Basri Hazretleri de aynı hassasiyet içerisinde “Hazreti Enes’in bu ifadelerinden sonra ben de o namazı hiç terk etmedim.” (Taberani, Evsat, II, 68/1276)