Hakîm et- Tirmîzî -KS-

  • 09 Kasım 2022
  • 789 kez görüntülendi.
Hakîm et- Tirmîzî  -KS-
REKLAM ALANI

ALLAH DOSTLARI
Yusuf Şahin

Büyük alim, müfessir, muhaddis, fakîh, mütekellim olduğu için el-Hakîm ünvanıyla tanınan büyük sûfînin asıl adı Ebû Abdillah, Muhammed b. Ali b. el-Hasen rahmetullahi aleyhtir. Horasan yakınlarında Tirmiz’de doğmuş genç yaşında ilme büyük bir iştiyak duymuştur.
Kendi memleketinde ilim öğrendikten sonra bununla yetinmeyip daha fazla ilim öğrenmek için seyahat etmek istemiştir. Ancak annesini bırakıp gidemediği için bu arzusuna nail olması ancak yirmi yedi yaşında mümkün olmuştur.
Yirmi yedi yaşında iken hacc için Mekke’ye gitmeyi arzu eden Hakîm et- Tirmîzî rahmetullahi aleyh bir süre Bağdad’ta bulunup alimlerden ders dinlemiştir. Ebû Türab Nahşebî, Ahmed b. Hadraveyh ve Yahya el-Cellâ rahmetullahi aleyhim ecmeiyn gibi meşhur mutasavvıflardan feyz almıştır.
Mekke’ye ulaştığı zaman her gece seher vakti Kâbe civarında tevbe ve dua eden et-Tirmîzî hazretleri, halini düzeltmek, dünyaya ilgi duymamak ve Kur’an’ı ezberlemek hususunda Allah’tan yardım ister.
Hac dönüşü başladığı hâfızlığını memleketinde tamamlayan Hakîm et-Tirmizî hazretleri Ahmed b. Âsım el-Antâkî hazretlerinin bir eserinin tesiriyle riyâzet hayatı yaşaması ve çile çekmesi gerektiğine kanaat getirerek bu yolu tuttu. Allah’ı tanımak ve âhirete yönelmek için belde belde dolaşıp bir mürşid aramaya başladı. Bu arada sürekli olarak oruç tutmaya ve nâfile namaz kılmaya devam etti.
Bu şekilde arayış içindeyken rüyasında Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem’i gördü. Gönlüne gelen ilhamlarla dilinden hikmetler akmaya başladı.
Hakîm et-Tirmîzî hazretlerine göre Allah’ın hukukuna riayet eden velîler, dinin emir ve yasaklarına uymalarının yanı sıra niyeti düzeltme ve nefis murakabesi gibi mânevî hallere de dikkat ederler. Gerçekten Allah’ın dostları iseler O’nun lutfuyla velîliğin en yüksek seviyesine ulaşırlar. Onlar her zaman iyi iş yapmayı âdet edindiklerinden hatadan korunurlar. Çünkü iyilik yapma kendilerinde tabii bir meleke haline gelmiştir.
Hakîm’e göre velî ile Allah arasındaki ilişki sevgi, gözetim ve inâyet esasına dayanır. Velîler hayrın ve faziletin canlı timsalleridir. Hak için yaşarlar, kendilerini Allah’a hizmete adarlar. Velîlik tabiatı icabı zamanla sınırlı değildir, her zaman velî bulunur. Velî semadaki ilâhî kemalin yeryüzüne yansımasıdır. (Hakîm et-Tirmizî, Hatmü’l-evliyâ, mukaddime; TDV İslam Ansiklopedisi)
Keskin zekası ile tasavvuf, ahlâk, kelâm, hadis, tefsir, mezhepler tarihi ve dil ilimleri gibi çok değişik konularda eserler yazan et- Tirmîzî hazretleri bu eserleri sebebiyle büyük alaka görmüştür. Ancak bu durum bazılarının onu kıskanmasına ve kendisini suçlamasına, hatta iftirada bulunmasına da yol açmıştır.
Yazdığı eserlerden otuz kadarı günümüze kadar gelen Tirmizî’nin fikirleri İmam Gazzalî, İmam Kuşeyrî ve İbn Atâullah el-İskenderî rahmetullahi aleyhim ecmeiyn gibi büyük mutasavvıfların eserlerini yazmalarına kaynaklık etmiştir.
Hakîm et-Tirmizî’nin sohbetlerinden istifade edenlerin en meşhurları Ebu Bekir el Verrak, Ebû Ali el-Cûzcânî rahmetullahi aleyhim ecmeiyndir.
Bahâeddin Nakşibend hazretlerinin de Hakîm et- Tirmîzî rahmetullahi aleyh’i büyük bir velî olarak tanıdığı ve zaman zaman onun ruhaniyetine teveccüh ettiği nakledilir. Kendisinden sonra yetişen sufilerin büyük değer verdikleri, sözlerinden geniş ölçüde faydalandıkları Hakim et- Tirmîzî rahmetullahi aleyh Horasan bölgesinin yetiştirdiği en büyük velîlerden sayılmıştır.
Ömrünün sonuna kadar eser yazmayı, çevresinde toplanan müridlerin terbiye ve irşadıyla meşgul olmayı sürdüren Hakîm Tirmiz’de vefat etti. Türbesi Tirmiz halkı tarafından bugün de ziyaret edilmektedir.
Hızır aleyhisselam’dan Ders Okudu
Hakim et-Tirmîzî hazretleri ilim öğrenme arzusu ile yandığı gençlik günlerinde iki arkadaşıyla birlikte ilmini arttırmak için seyahate çıkmak istedi. Bu kararını annesine açıklayınca annesi buna çok üzüldü ve;
“Yavrucuğum! Ben zayıf, kimsesiz ve hastayım. Benim hizmetlerimi sen yapıyorsun. Beni yalnız, çâresiz kime bırakıyorsun?” dedi. Bu sözler üzerine genç Muhammed bin Ali Tirmizî rahmetullahi aleyh mecburen arkadaşlarıyla çıkacağı seferden vazgeçti. İki arkadaşı onu bırakıp, ilim tahsîli için yola çıktıkları zaman buna çok üzülen et- Tirmîzî hazretleri ilim aşkıyla ağlayıp duruyordu.
Bir gün yine mezarlıkta oturmuş haline ağlarken âniden nûrânî yüzlü, tatlı sözlü bir ihtiyar çıkageldi ve; “Yavrum niye ağlıyorsun?” diye sordu. Başından geçenleri anlatınca o yaşlı adam: “Eğer maksadın ilim öğrenmek ise her gün sana ders vermemi ister misin?” diye sordu. Buna çok sevinen Muhammed bin Ali rahmetullahi aleyh her gün o ihtiyardan ders okuyordu. Üç yıl devamlı ders okumasının sonunda bu mübârek zâtın Hızır aleyhisselâm olduğunu anladı. Sonradan kendisi;
“Bu büyük devlet, annemin rızâsı ve duâsı bereketiyle ihsân olundu.” buyurmuştur. Her Pazar gecesi Hızır aleyhisselâm ona gelir, mânevî hallerini birbirlerine anlatırlardı.

REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ