Allah’ın Sevdiği İki Damla ve İz

  • 05 Ocak 2019
  • 1.434 kez görüntülendi.
Allah’ın Sevdiği İki Damla ve İz
REKLAM ALANI

Ebû Umâme radıyallahu anh’ın rivâyet ettiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Allah katında şu iki damla ve iki izden daha sevimli hiçbir şey yoktur. Damlalar, Allah korkusundan ağlayarak dökülen gözyaşı damlaları ve Allah yolunda (savaşanların) akıttığı kan damlası. İki iz ise, Allah yolunda çarpışmadan kalan cihad izi ve Allah’ın emrettiği farzlardan birini yerine getirmekten kalan ibadet izidir.” (Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 26)

Hadis-i Şerifin Şerhi

Bu fani hayatı yaşanmaya değer kılan tek şey vardır; o da, Allah’ın rızasını ve muhabbetini kazanmaktır. Bu hadis-i şerifte Nebi sallallahu aleyhi vesellem bize, Allah’ın muhabbetini kazandıracak şeylerden bahsediyor. Böylece hayatta asıl istemeye değer şeyleri bize öğretiyor.

REKLAM ALANI

Hadis-i şerifin Arapça aslında Rasulullah aleyhisselatu vesselam söze başlarken buyuruyor ki; “Allah katında şu sayacağım şeylerden daha sevimli hiçbir şey yoktur.”

Belağat ve fesahat sahibi olan Nebi aleyhisselatu vesselam, böylece dinleyicinin dikkatini çekiyor. O şeyler nedir acaba?

Dinleyicinin dikkatini çektikten sonra devam ediyor: “İki damla ve izi iz.”

Bunlar görünüşte küçük şeyler, ama Allah azze ve celle bunları seviyor. Demek ki bir şeyin Allah katında sevimli olması, büyüklüğü ve dış görünüşüyle ilgili değildir.

Allah’ın Habibi, o damlaları açıklıyor: “birincisi, Allah korkusundan dolayı dökülen göz yaşları.”

İhlasın Alameti; Gözyaşı

Gözyaşı dökmek, samimi duyguların tezahürüdür. Müminin kalbinde öyle samimi bir Allah korkusu olacak ki, gözlerinden yaşlar akacak. Allah’ın Resulü, Allah korkusuyla dökülen gözyaşı damlalarının, Dergah-ı İlahiye yükselen en kıymetli takdimler olduğunu beyan ediyor.

Allah-u Teala hazretleri bir ayet-i kerimede razı olduğu ihlaslı müminlerin şu vasfını zikrederek onları medhediyor:

“(Onların) Peygamber’e indirilen (Kur’ân)­i dinledikleri zaman, onun hak olduğunu öğrendiklerinden dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün…” (Maide, 83)

Allah-u Zülcelâl, kullarının kalbinde ihlas görmek istiyor. Kalpteki ihlasın alametlerini de ibadette huşu, zikirde ve duada tazarru, yalvarıp yakarma şeklinde izhar etmesini seviyor. Rabbimiz birçok ayet-i kerimede kullarından istediği kalp rikkatini şöyle tarif ediyor:

“Rabbini, tazarru ile (içinden yalvararak) ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam an, gafilerden olma!” (A’raf; 205)

Ağlayarak yalvarmak; insanın kendindeki acziyeti bilmesi, kusur ve kabahatlerine nedamet getirmesi, Rabbinin hakkını eda edemediğine mahcubiyet duyması, üzerindeki nimetlere layıkıyla şükredemediği için haya etmesi ve çok daha fazlası demek. Gözlerinden yaşlar aka aka ağlamak, kelimelere sığmayan manaları hissetmenin ve halini Allah’a arzetmenin en güzel yolu.

Nebi sallallahu aleyhi vesellem hadis-i şerifte bütün bu halleri, “gözyaşı” ile müşahhaslaştırarak akılda kalıcı bir şekilde ifade ediveriyor.

Sadakatin Zirvesi: Şehadet

Allah’ın sevdiği ikinci damlaya gelince: “Allah yolunda cihad ederken dökülen kandamlası.”

İzah etmek için çok fazla söze ihtiyaç yok aslında; Allah-u Zülcelâl imanın ve ihlasın ispatı olarak, kulunun fiili çalışmasını, yorulmasını, kanını akıtmasını seviyor. Canını feda edip şehit olmak; Allah’a verilen sözde sadakatin zirvesi. Bu sebeple şehitlerin Allah katında çok üstün bir makamları olduğunu biliyoruz.

Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem şehitlere ikram edilen makam ve nimetleri şöyle haber veriyor:

“Allah katında şehit olan kimse için altı haslet vardır: Dökülen ilk kanı ile beraber bütün günahları affolunur. Cennetteki makamı kendisine gösterilir. Kabir azabından kurtulur. En büyük korkudan (Cehennem korkusundan) emin olur. Kendisine iman elbisesi giydirilir. Güzel gözlü hurilerle evlendirilir ve akrabalarından yetmiş insan hakkında şefaati kabul olunur.” (İbni Mâce, Cihad, 16)

Şehit olmak veya şehit olmayı göze alarak cesaretle savaşıp yara almak, kanını akıtmak, mümin kulun Allah-u Zülcelâl katına arz edeceği en değerli takdimi. Velev ki şehitlik nasip olmamış olsa da, Allah yolunda bir yara almak, üzerinde o yaranın izini taşımak da, kulu Allah’ın katında sevimli kılan bir alamet oluyor.

İmanla Mühürlenen Bedenler

Hadis-i şerifin ikinci kısmında Allah’a en sevimli iki izden biri şöyle açıklanıyor: “Allah yolunda harb ederken alınan yara izi.”

Bu ifade, Allah yolunda gazi olmuş, bir yara izi almış kişilerin, Allah’a ne kadar değerli ve sevimli göründüklerini haber veriyor. İnşallah, mahşer günü Allah’ın huzuruna o yara iziyle çıktığı zaman Allah’ın ona sevgi ve şefkatle nazar edeceğini müjdelemiş de oluyor.

Hadis-i şerifte devamla, mümini Allah katında sevimli hale getiren ikinci izin ise, Allah’ın farz kıldığı ibadetlerden birini yapmaktan ileri gelen iz olduğu bildiriliyor. Biliriz ki, ibadete düşkün müminlerin alnında, ayakların ve dizlerinde secde etmekten dolayı bir nasırlaşma oluşur. İşte ibadetinde devamlı olan müminler, bu izlerle adeta Allah katında işaretleniyor. Peygamber aleyhisselatu vesselam, Allah-u Zülcelâl’in böyle izlerle huzuruna gelen mümine muhabbetle bakacağını müjdeliyor.

Kısa ve özlü sözlerle çok şeyler anlatma mucizesi ile Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem bu hadis-i şerifinde bize böyle çok derin manalar fısıldıyor. Böylece imanımızdaki samimiyeti, amellerimizle ortaya koymaya teşvik ediyor.

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ