Allah İçin Sevmek

  • 05 Ağustos 2019
  • 1.106 kez görüntülendi.
Allah İçin Sevmek
REKLAM ALANI

İyi bir mü’min olabilmek için sevdiği kimseyi Allah için sevmek gerekir. Sevmediğini Allah rızâsı için sevmemek de iyi mü’minin özelliklerinden biridir.

Sevdiğini Allah için sevmek, sevmediğini Allah için sevmemek kadar, verdiğini Allah için vermek, vermediğini Allah için vermemek de kişinin mükemmel bir imana sahip olduğunu gösterir.

Bütün Müslümanları Sevmeli

Allah için seven kimse, mü’minlerin kardeş olduğunu düşünerek bütün Müslümanları sevmeli, kendisi için arzu ettiği şeyleri onlar için de istemelidir.

REKLAM ALANI

Müslümanlar birbirini sevmedikçe gerçekten iman etmiş sayılmazlar. Onun için bütün Müslümanlara değer vermeli, hem onlara hem onların dokunulmaz haklarına saygı göstermeli, kendilerine dua etmeli, iyiliklerini istemeli, kusurlarını yaymayıp örtmeye çalışmalı, Müslümanlara duyduğu kin ve haset gibi hisleri gönlünden söküp atmalıdır.

Zaten Allah Teâlâ Müslümanları cennete koyunca, onların içindeki kötü duygu ve düşünceleri yok edecek, onlar da karşılıklı tahtlarda, sevinç içinde, kardeş kardeş oturacak, cennetin tadını çıkaracaklardır.

Melekleri ve Peygamberleri Sevmeli

Allah için sevme alışkanlığı bizi melekleri sevmeye de götürmelidir. Çünkü onlar gece gündüz bıkmadan, usanmadan Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz kudret ve yüceliğini anıp durur, O’nun hiçbir emrine karşı gelmez, ayrıca mü’minlerin bağışlanması için dua eder ve bizleri korurlar.

Yaşadıkları devrin en seçkin insanları, en güçlü mü’minleri, en ahlâklı kişileri olan peygamberleri de Allah için sevmeliyiz. Onlar Allah’ın elçileri olmak bakımından Peygamber Efendimiz’in kardeşleri sayılırlar.

Ashâb-ı kirâmı Sevmeli

Resûl-i Ekrem Efendimiz’in ashâbını da sevmeliyiz. Onlar Peygamberimiz’in sevdiği kimselerdir. Kutlu dâvasında ona yardım etmiş, hizmetinde bulunma şerefine ermiş kıymetli insanlardır. Allah’ın Resûlü onları “insanların en hayırlısı” diye medhetmiştir.

Ensar diye anılan Medineli Müslümanlar ise, hem Efendimiz’e hem de her şeylerini Mekke’de bırakıp Medine’ye göç eden kardeşlerine kol kanat gerdiler. Bu sebeple Efendimiz onları sevmenin bir iman işareti, onlara kin beslemenin ise münafıklık alâmeti olduğunu söyledi.

Ashâb-ı kirâma saygılı olmak gerektiğini Peygamberimiz aleyhisselâm şöyle ifade buyurmuştur:

“Ashâbıma sövmeyiniz. Canımı kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, biriniz Uhud dağı kadar altını sadaka olarak dağıtsa, yine de onların bir ölçek, hatta yarım ölçek sadakasının değerine erişemez.”(1)

Allah Dostlarını Sevmeli

Samimi Müslümanlar Allah dostlarıdır. Onları sevmek gerekir. Çünkü Allah Teâlâ, dostlarına düşmanlık eden ve onları küçük düşüren kimseleri kendisine düşman kabul eder.

Yüce dinimizi yüzyıllar boyu insanlara öğreten ve sevdiren İslâm âlimlerini, Allah’ın veli kullarını sevmeli, onları hayırla anmalı, kendilerine “Allah onlardan razı olsun” diye dua etmelidir. Onların gayreti ve himmeti sayesinde dinimizin bize tam ve kusursuz bir şekilde geldiği unutulmamalıdır.

Allah dostlarını sevmek, onların hayat tarzlarını benimsemek demektir. Şayet insan Allah için sevdiği birinin yaşayış tarzını, ibadet ve ahlâkını benimsemiyor ve onun yolunu izlemeye çalışmıyorsa, “ben onu seviyorum” demek kuru bir iddiadan öteye geçemez.

Birbirini Sevenlerin Ödülü

Yine Peygamber Efendimizi dinlemeye devam edelim:

Birbirini Allah rızâsı için seven, bu duygularla bir araya gelen, birbirini ziyaret eden, birbirine yardım ve iyilik edenler Cenâb-ı Hakk’ın sevgisini hak edeceklerdir.

Birbirini Allah rızâsı için sevenlerden hangisi din kardeşini daha çok severse, Cenâb-ı Hak da onu daha çok sevecektir.

Birbirini bu duygularla sevenler, hiçbir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Arş-ı ilâhînin gölgesinde barınacaklardır.

Kıyamet gününde bazı kimselere peygamberler ve şehitler bile imrenecektir. Bunlar, aralarında soy sop bağı bulunmadığı halde birbirini Allah rızası için sevenlerdir. O gün onların yüzü pırıl pırıl parlayacaktır. Nurdan koltuklarda oturacaklar. Herkes korkudan titrediği zaman onlar hiçbir korku duymayacaklar. İnsanlar üzüldüğünde onlar üzülmeyecekler. Çünkü “Allah dostlarına ne korku vardır ne de keder”.

Allah İçin Sevmemek

Yüce Rabbimizden öğrendiğimize göre bir Müslüman; İslâmiyet’e, Resûlullah’ın kişiliğine veya din esaslarına aktif bir şekilde düşmanlık besleyenleri kesinlikle sevmeyecektir. Bu din düşmanları onun babası, oğlu, kardeşi veya akrabası bile olsa onlara gönlünde yer vermeyecektir.

İslâm düşmanları hem Allah’ın hem de Müslümanların düşmanıdır. Bu sebeple bir Müslüman onlara kesinlikle şefkat göstermeyecektir.

Gerçekleri inkâr edenleri Allah da sevmez ve onları kendi düşmanı kabul eder. Müslüman bunu bilecek ve Firavun, Nemrut, Ebû Cehil gibi tarihteki din düşmanlarını ve günümüzdeki din düşmanlarını sevmeyecektir. Kesinlikle sevmemesi gerekenlerin başında İblis ve diğer şeytanların geldiğini unutmayacaktır.

Allah Teâlâ şeytanın bizim düşmanımız olduğunu söylemiş ve onu düşman bilmemizi emretmiştir. Çünkü şeytan, babamız Hz. Âdem’e ve dolayısıyla onun çocukları olan bizlere düşmanlık beslemiş, cennetten çıkmamıza o sebep olmuştur. Şeytan bununla da kalmamış, önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan yaklaşarak bizi baştan çıkarmaya çalışacağını söylemiştir.

1) Buhârî, Fezâilü ashâbi’n-nebî 6, Edeb 96, Ahkâm 10; Müslim, Birr 164; Ahmed b. Hanbel,Müsned, III, 110, 172, 173, 178, 198, 202, 208, 228, 255, 276. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 50, Daavât 98; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 166

REKLAM ALANI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ